Makaleler

Balık yağında oksidasyona dikkat!

Thursday, February 20, 2020
Uzmanlar doymamış yağ asitlerinin ısı, ışık ve oksijenden etkilenerek oksitlendiğini, renk, koku, görünüm, tat değişikliğine uğradığını belirterek, balık yağı konusunda tüketicileri uyardı.

Uzun zincirli ve doymamış yağ asitlerinden omega3’ün oksidasyona çok yatkın olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Cihan Avaroğlu, “Çocuklarda beyin gelişim sürecinde ihtiyaç duyulan Omega3’ün besin yoluyla karşılanması için haftada en az iki kez, yarım kilo balık yenmelidir. Bu genellikle mümkün olmadığı için ebeveynler balık yağı desteği yapmalıdır. Balık yağı seçiminde okside olmayacak, tek tek paketli, DHA-EPA oranı Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi önerilerine uygun 250 mg seviyelerinde tercih edilmelidir” dedi.

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) 2-18 yaş arasında çocuklar için günlük 250 mg EPA+DHA miktarında Omega3 alımını öneriyor. DHA çocuklarda beyin fonksiyonlarını güçlendirdiği için DHA değerinin 250 mg seviyelerinde olmasına dikkat edilmelidir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Cihan Avaroğlu, bu konuda şu bilgileri verdi: “Bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik olarak tanımlanan ‘Sağlık’ın kontrol merkezi beyindir. Beyin sağlıklı olduğunda ancak sağlıklı yaşamdan söz etmek mümkündür. Sağlık beyin her şeyi ideal ortamda ideal şartlarda gerçekleştirme yeteneğine sahiptir. Bunun içinde güzel beslenmesi gerekir. Beyin sağlığı gelişiminde balık yağı çok etkilidir. Çocuğun beyin gelişim süreci devam ettiği sürece balık yağı desteği yapılmalıdır. Ancak destek; doğru ve bilinçli olmalıdır. Çünkü Omega 3 ısı, ışık ve oksijene maruz kaldığında oksidasyona uğrar. Renk, tat, kokusu değişir. Ebeveynlerin bu konuda dikkatli olmasını, tek tek paketli destekleri tercih etmelerini öneriyoruz.”

BEYİN GELİŞİMİNDE DHA ÖNEMLİ BİR ROL OYNAR
Beyinde yüz milyar nöron yani sinir hücresi bunlar arasında da güçlü bir elektrik akımı yaşanır. Bilgi geldiğinde doğru şekilde işlenebilmesi için beyin sinir hücreleri arasındaki küçük aralıklardan atlaması gerekir. Bu da ancak elzem olan Omega 3 yağ asitleri sayesinde olur. Dr. Cihan Avaroğlu Omega 3 yağ asitlerinin beslenme ile karşılanmasının genellikle mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Omega3’ün en zengin kaynağı küçük, soğuk su balıklarıdır. Hamsi güzel bir kaynaktır ancak ihtiyacın karşılanması için haftada en az iki kez yarım kilo yemek gerekir. Bu da pek mümkün olmadığı için mutlaka Omega3 desteğine ihtiyaç duyulur. Ebeveynlerin işte bu noktada dikkatli, bilinçli davranmaları, etiket okuma alışkanlığı edinmeleri gerekir. Çünkü balık yağının içinde iki önemli bileşen vardır; EPA ve DHA. EPA yetişkinler için, DHA çocuklarda önemlidir. Özellikle çocuklarda beyin gelişimi devam ettiği sürece günlük 250 mg DHA alması gerekir.”

>

RAF VE KULLANIM ÖMRÜ ARASINDAKİ FARKA DİKKAT!
Uzmanlar balık yağı tüketiminde kapak bir kere açılıp hemen kapatılsa bile oksidatif reaksiyonun devam ettiğini, yaklaşık 20-24 günde değerlerde bozulma olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Cihan Avaroğlu, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “İzlanda, Güney Kore, Yeni Zelenda, Avusturalya’da yapılmış çok sayıda bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre; uzun zincirli ve doymamış yağ asitleri olan omega 3 balık yağları oksidasyona daha da yatkındır. Ayrıca Omega 3 balık yağlarında raf ve kullanım ömrü arasındaki fark gözden kaçırılmamalıdır. Üretim aşaması tamamlanan ürünün son kullanıcıya kadar olan sürede değer kaybına uğramaması, tüketicinin kullanmaya başladığı andan itibaren ürünün bitimine kadar olan sürede de etkinliğini yitirmemesi gerekir. Oysa balık yağlarında tüketicinin kapağı açması ile birlikte oksidasyon başlar. Kaldı ki bir kere açılıp, bırakılmaz, günlük olarak kullanılır. Bu durum göz önüne alındığında Omega3 balık yağlarının ne kadar hızlı oksidasyona uğrayarak renk, koku, görünüm, tat ve içerik olarak değişime uğrayacağı aşikardır.”


*Kaynak: https://www.mynet.com/balik-yaginda-oksidasyona-dikkat-110106460885